26 Mart 2016 Cumartesi

Gaziantep’in marka değeri Antepfıstığı

Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü müdürlüğü
  Enstitü 1937 yılında “FISTIK İSTASYONU” adıyla kurulmuş,1974 yılına kadar çalışmalarını bölgede aşı ustası yetiştirilmesi, çiftçilere aşı kalemi temin edilmesi ve yabani antepfıstığı ağaçlarının aşılanması yönünde yürütülmüştür.

  Araştırma çalışmasına başlanan 1974 yılından günümüze kadar tamamlanan projelerle antepfıstığının üretiminden tüketimine kadar karşılaşılan birçok sorun çözüme kavuşturulmuştur. Halen “ ANTEPFISTIĞI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ”  adıyla hizmet veren kuruluş, bölgeye hitap eden diğer ürünlerde de ( bağ, zeytin, ceviz, badem, vişne, kiraz, Trabzon hurması, incir, erik) çalışmalar yapmış ve yeni projelerle araştırmalara devam etmektedir.  Dolayısıyla enstitü gelişen tarım tekniklerinin ve yeniliklerin bölgeye girdirilmesin önder bir kuruluş olarak hizmet vermektedir. Tecrübeli ve konularında uzman teknik profesyonelleri tarafından verilen eğitim ve danışmanlık hizmetleri ile enstitü bölgede çiftçilerin güven duyduğu bir kuruluştur. Toplam 276 hektar alanda üretim ve araştırma çalışmaları yapılmakla birlikte bölge çiftçisinin çok çeşitli türlerde fidan ihtiyaçlarının karşılanmasında da hizmet verilmektedir. Enstitü dünyada ve ülkemizde antepfıstığı araştırmaları konusunda kurulmuş tek kuruluştur.

 Standart ve Yeni Geliştirilen Antepfıstığı Çeşitlerine Bir Bakış
  Ülkemizde fıstık üretimi genel olarak standart çeşitler olan kırmızı, uzun, halebî, ohadi ve Siirt çeşitleriyle yapılmaktadır. Bu çeşitlerin dışında enstitü tarafından 1985-2001 yılları arasında Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman ve Kahramanmaraş illerinde yapılan seleksiyon çalışması sonucunda elde edilerek 2009 yılında tescil işlemleri tamamlanan iki yeni çeşit mevcuttur. Yeni çeşitlerden yüksek kaliteli ve yüksek verimli olan çeşit “Tekin”, yaklaşık bir ay erkencilik özelliği olan çeşit ise “Barak Yıldızı” adını almıştır. Elde edilen bu yeni çeşitlerin yayılımı hızla artmaktadır. Bu çeşitlerden kırmızı, uzun, halebi, barak yıldızı, Siirt ve tekin çeşitleri oval, ohadi çeşidi ise yuvarlak meyveli antepfıstığı gruplarının içerisinde yer almaktadır.

Sağlıklı Bir Yaşam İçin Antepfıstığı
  Antep fıstığı yüksek besin değeri ve eşsiz lezzeti ile en popüler çerezlerin başında gelmektedir. Yıllık ortalama 105.000 ton üretimi ile dünyada 3. sırada yer alan ülkemiz için, tarımsal ve ekonomik yönden antepfıstığının önemi büyüktür.
  Antepfıstığı meyvesi fındık, badem, ceviz gibi yağlı meyvelerle mukayese edildiğinde; protein, karbonhidrat, potasyum, B1, B6 ve A vitaminleri, toplam fitosterol, beta-karoten ve lutein değerleri bakımından birinci sırayı almasına karşın, kalori değeri diğer meyvelerden daha düşüktür. Bu kadar yüksek besin değeri ile antepfıstığı kuruyemiş ve tatlı sektörü başta olmak üzere birçok alanda talep edilen bir meyvedir.
Kurutulmuş Antepfıstığı Besin içeriği (%)
Yağ
53,2
Protein
19,6
Karbonhidrat
19
Su
5,6
  İnsan vücudu yaşamsal fonksiyonlarını sürdürmek için 20 farklı yağ asidine gereksinim duyar. Birçok yağ asidi vücutta sentezlenebildiği halde, temel yağ asitleri olarak adlandırılan linoleik (omega-6)  ve linolenik (omega-3) yağ asitleri vücutta sentezlenemez. Bu yağ asitleri insan sağlığı açısından çok önemlidirler ve besin yoluyla alınmaları gerekmektedir. Antepfıstığı bu yağ asitlerini ihtiva etmesi yanında; kroner kalp hastalıkları riskini azalttığı bilinen tekli doymamış yağları yaklaşık %70 oranında içermekte ve bu yönüyle önemli bir doymamış yağ asitleri kaynağı olarak bilinmektedir.

  Kolesterol, yaşam için gerekli olan yağımsı bir maddedir ve vücutta yaygın olarak bulunmaktadır. Kolesterol vücudun hormon, D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretmesi için gereklidir. Ancak vücudun ihtiyaç duyduğu kolesterol miktarı çok azdır. Eğer kanda fazla miktarda kolesterol varsa damarlarda birikir ve damarların sertleşmesine ve daralmasına yol açar. Vücut kolesterolü kanda çözmek ve taşımak için karaciğerde bir protein ile birleştirilerek lipoproteine dönüştürür. Lipoproteinlerden düşük yoğunluklu lipoprotein(LDL) kötü huylu kolesterol, yüksek yoğunluklu lipoprotein(HDL) ise iyi huylu kolesteroldür. Kanda toplan kolesterol ve LDL- kolesterolün yüksek olması vücut için risklidir. Yapılan çalışmalar günlük yenilecek 100 g antepfıstığının kan şekerini yaklaşık %10 düşürerek diyabete karşı koruyucu etkisinin olduğunu, kötü kolesterolü %12 oranında düşürdüğü gibi kötü kolesterol/iyi kolesterol oranını düşürerek riski azalttığını göstermiştir.

  Antepfıstığı beslenmede büyük önem taşıyan mineraller açısından da zengin bir besin kaynağıdır. Yüksek kalsiyum içeriğiyle antepfıstığı günlük kalsiyum gereksiniminin karşılanmasında önemli bir yer tutmaktadır. Antepfıstığı demirin en iyi bitkisel kaynaklarından birisidir ve bu yönüyle kansızlığı önlemede önemli bir besin maddesidir. Ayrıca içerisinde yüksek miktarlarda magnezyum ve potasyum içermektedir. Antepfıstığı B1, B2, B3 ve B6 vitaminleri açısından da zengin bir besin kaynağıdır. 100 g antepfıstığı günlük B6 vitamini ihtiyacının  %85 ini karşılamaktadır.


   

  Antepfıstığı fenolik maddeler açısından çok zengin bir besindir ve en yüksek antioksidan potansiyeli olan 50 gıda arasında belirtilmiştir. Antepfıstığı içinde bulunan antosiyaninler,  flavan-3-oller, proantosiyanidinler, izoflavanlar, flavanonlar, stilbenler ve fenolik asitler gibi fenolik maddeler yüksek antioksidan özellikleri ile bilinmektedirler.

  Sonuç olarak yapılan bu çalışmalar göstermiştir ki her gün yenilecek bir avuç antepfıstığı damaklarda eşsiz lezzetini bırakırken, günlük besin ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynamakta ve insan sağlığını korumasına yardımcı olmaktadır.


Zeynel Abidin DELİ
Mustafa Murat ERDEM
Ekrem UÇAR
Enver HİLALOĞLU


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder