Gaziantep’in
marka değeri Antepfıstığı
Antepfıstığı
Araştırma Enstitüsü müdürlüğü
Enstitü 1937 yılında “FISTIK İSTASYONU”
adıyla kurulmuş,1974 yılına kadar çalışmalarını bölgede aşı ustası
yetiştirilmesi, çiftçilere aşı kalemi temin edilmesi ve yabani antepfıstığı
ağaçlarının aşılanması yönünde yürütülmüştür.
Araştırma çalışmasına başlanan 1974 yılından
günümüze kadar tamamlanan projelerle antepfıstığının üretiminden tüketimine
kadar karşılaşılan birçok sorun çözüme kavuşturulmuştur. Halen “ ANTEPFISTIĞI
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” adıyla hizmet veren
kuruluş, bölgeye hitap eden diğer ürünlerde de ( bağ, zeytin, ceviz, badem,
vişne, kiraz, Trabzon hurması, incir, erik) çalışmalar yapmış ve yeni
projelerle araştırmalara devam etmektedir.
Dolayısıyla enstitü gelişen tarım tekniklerinin ve yeniliklerin bölgeye
girdirilmesin önder bir kuruluş olarak hizmet vermektedir. Tecrübeli ve
konularında uzman teknik profesyonelleri tarafından verilen eğitim ve
danışmanlık hizmetleri ile enstitü bölgede çiftçilerin güven duyduğu bir
kuruluştur. Toplam 276 hektar alanda üretim ve araştırma çalışmaları yapılmakla
birlikte bölge çiftçisinin çok çeşitli türlerde fidan ihtiyaçlarının
karşılanmasında da hizmet verilmektedir. Enstitü dünyada ve ülkemizde
antepfıstığı araştırmaları konusunda kurulmuş tek kuruluştur.
Standart
ve Yeni Geliştirilen Antepfıstığı Çeşitlerine Bir Bakış
Ülkemizde fıstık üretimi genel olarak
standart çeşitler olan kırmızı, uzun, halebî, ohadi ve Siirt çeşitleriyle
yapılmaktadır. Bu çeşitlerin dışında enstitü tarafından 1985-2001 yılları
arasında Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman ve Kahramanmaraş illerinde yapılan
seleksiyon çalışması sonucunda elde edilerek 2009 yılında tescil işlemleri
tamamlanan iki yeni çeşit mevcuttur. Yeni çeşitlerden yüksek kaliteli ve yüksek
verimli olan çeşit “Tekin”, yaklaşık bir ay erkencilik özelliği olan çeşit ise
“Barak Yıldızı” adını almıştır. Elde edilen bu yeni çeşitlerin yayılımı hızla
artmaktadır. Bu çeşitlerden kırmızı, uzun, halebi, barak yıldızı, Siirt ve
tekin çeşitleri oval, ohadi çeşidi ise yuvarlak meyveli antepfıstığı
gruplarının içerisinde yer almaktadır.
Sağlıklı
Bir Yaşam İçin Antepfıstığı
Antep fıstığı yüksek besin değeri ve eşsiz
lezzeti ile en popüler çerezlerin başında gelmektedir. Yıllık ortalama 105.000
ton üretimi ile dünyada 3. sırada yer alan ülkemiz için, tarımsal ve ekonomik
yönden antepfıstığının önemi büyüktür.
Antepfıstığı meyvesi fındık, badem, ceviz
gibi yağlı meyvelerle mukayese edildiğinde; protein, karbonhidrat, potasyum,
B1, B6 ve A vitaminleri, toplam fitosterol, beta-karoten ve lutein değerleri
bakımından birinci sırayı almasına karşın, kalori değeri diğer meyvelerden daha
düşüktür. Bu kadar yüksek besin değeri ile antepfıstığı kuruyemiş ve tatlı
sektörü başta olmak üzere birçok alanda talep edilen bir meyvedir.
Kurutulmuş
Antepfıstığı Besin içeriği (%)
|
Yağ
|
53,2
|
Protein
|
19,6
|
Karbonhidrat
|
19
|
Su
|
5,6
|
İnsan vücudu yaşamsal fonksiyonlarını
sürdürmek için 20 farklı yağ asidine gereksinim duyar. Birçok yağ asidi vücutta
sentezlenebildiği halde, temel yağ asitleri olarak adlandırılan linoleik
(omega-6) ve linolenik (omega-3) yağ
asitleri vücutta sentezlenemez. Bu yağ asitleri insan sağlığı açısından çok
önemlidirler ve besin yoluyla alınmaları gerekmektedir. Antepfıstığı bu yağ
asitlerini ihtiva etmesi yanında; kroner kalp hastalıkları riskini azalttığı
bilinen tekli doymamış yağları yaklaşık %70 oranında içermekte ve bu yönüyle
önemli bir doymamış yağ asitleri kaynağı olarak bilinmektedir.
Kolesterol, yaşam için gerekli olan yağımsı
bir maddedir ve vücutta yaygın olarak bulunmaktadır. Kolesterol vücudun hormon,
D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretmesi için gereklidir. Ancak
vücudun ihtiyaç duyduğu kolesterol miktarı çok azdır. Eğer kanda fazla miktarda
kolesterol varsa damarlarda birikir ve damarların sertleşmesine ve daralmasına
yol açar. Vücut kolesterolü kanda çözmek ve taşımak için karaciğerde bir
protein ile birleştirilerek lipoproteine dönüştürür. Lipoproteinlerden düşük
yoğunluklu lipoprotein(LDL) kötü huylu kolesterol, yüksek yoğunluklu
lipoprotein(HDL) ise iyi huylu kolesteroldür. Kanda toplan kolesterol ve LDL-
kolesterolün yüksek olması vücut için risklidir. Yapılan çalışmalar günlük
yenilecek 100 g antepfıstığının kan şekerini yaklaşık %10 düşürerek diyabete
karşı koruyucu etkisinin olduğunu, kötü kolesterolü %12 oranında düşürdüğü gibi
kötü kolesterol/iyi kolesterol oranını düşürerek riski azalttığını
göstermiştir.
Antepfıstığı beslenmede büyük önem taşıyan
mineraller açısından da zengin bir besin kaynağıdır. Yüksek kalsiyum içeriğiyle
antepfıstığı günlük kalsiyum gereksiniminin karşılanmasında önemli bir yer
tutmaktadır. Antepfıstığı demirin en iyi bitkisel kaynaklarından birisidir ve
bu yönüyle kansızlığı önlemede önemli bir besin maddesidir. Ayrıca içerisinde
yüksek miktarlarda magnezyum ve potasyum içermektedir. Antepfıstığı B1, B2, B3
ve B6 vitaminleri açısından da zengin bir besin kaynağıdır. 100 g antepfıstığı
günlük B6 vitamini ihtiyacının %85 ini
karşılamaktadır.
Antepfıstığı fenolik maddeler açısından çok
zengin bir besindir ve en yüksek antioksidan potansiyeli olan 50 gıda arasında
belirtilmiştir. Antepfıstığı içinde bulunan antosiyaninler, flavan-3-oller, proantosiyanidinler,
izoflavanlar, flavanonlar, stilbenler ve fenolik asitler gibi fenolik maddeler
yüksek antioksidan özellikleri ile bilinmektedirler.
Sonuç olarak yapılan bu çalışmalar
göstermiştir ki her gün yenilecek bir avuç antepfıstığı damaklarda eşsiz
lezzetini bırakırken, günlük besin ihtiyacının karşılanmasında önemli rol
oynamakta ve insan sağlığını korumasına yardımcı olmaktadır.
Zeynel
Abidin DELİ
Mustafa
Murat ERDEM
Ekrem
UÇAR
Enver
HİLALOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder