25 Mart 2016 Cuma





Gaziantep’teki Tarihi Camilerin Tanıtımı


HAZIRLAYANLAR :    HÜLYA ASLAN
                                          FIRAT KARAHAN
                                          ARZU ERGÜNEŞ
                                          DELİL DEMİR
                                          İBRAHİM HALİL GÜÇLÜ
                                          MOHAMAD SAMER ABRAS





Kurtuluş Camii

Gaziantep’in Tepebaşı Mahallesindedir. 1892 yılında kilise olarak yapılan camii önceleri kilise ve cezaevi olarak kullanılmıştır. Bir tarih hazinesi gibi eski ihtişamından hiçbir şey kaybetmeyen Kurtuluş Camii, Gaziantep’in en büyük camilerindendir.

Nuri Mehmet Paşa Camii

Şer-i Mahkeme Sicillerine ve bir fermana göre Nuri Mehmet Paşa tarafından 1786 yılında birkaç yıl önce yaptırılmıştır. Minarede 1785, mihrabında ise 1834 tarihini taşıyan iki kitabesi vardır. Gaziantep savunmasında minaresi ve son cemaat yeri kubbeleri yıkılmıştır. 1954 yılında Milli Eğitim Bakanlığında onarılarak 1969 yılına kadar müze olarak kullanılmıştır. Minare yeni şekliyle 1975 yılında camii nin yanına yapılmıştır. Camii kıbleye paralel iki bölümden oluşur. Taş kapısı siyah beyaz taşlarla bezelidir. Mihrap önü kubbeli diğer bölümler çapraz tonozludur. Son cemaat mahalli kubbelerle örtülüdür. Camiinin kuzeyinde geniş bir avlu vardır. Avlunun doğusunda duvarlarla çevrili hazirede Nuri Mehmet Paşa’nın mezarı bulunmaktadır. 2008 yılı içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü Tarafından restorasyonu yapılmıştır.

Ömeriye Camii

Caminin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. 1210 tarihli onarım kitabesi yapının çok eski olduğunu gösterir. İlk yapılışı 1150’lere tarihlenebilir. Gaziantep in bilinen en eski camisidir. Adından ötürü halife Hz. Ömer (R.a) zamanında yapıldığı ya da Hz.Ömer’in kızından olma torunu Emevi Halifesi Ömer bin Abdülaziz tarafından yaptırıldığı düşünülebilir. Birincisinin yaptırıp ikincisinin onarımını yaptırdığı da söylenir. Caminin bir diğer adının da ‘’İki Ömer’’ anlamında ‘’Ömereyn’’ olması bu tezi güçlendirir.
Cami-i Atik, Dapıncak, Dayrıncak gibi isimlerle de anılmaktadır. Dapıncak adı tapılacak yer mabet anlamına gelir. Yapı bugünkü şeklini 1786 yılında almıştır. Ayrıca 1850 tarihli bir onarım kitabesi daha vardır. Camiinin taç kapısı ve mihrabı siyah-beyaz taşlarla örülmüştür. Avluda siyah, beyaz ve pembe kesme taşlar desenli olarak döşenmiştir. Minaresi kapalı şerefelidir. Minare bedeninde Antep savunmasından kalan mermi izleri görülür. 2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmıştır.

Alaüddevle Camii

Alaüddevle Camii’nin, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde 1479-1515 tarihleri arasında Dulkadiroğullar’ından Alaüddevle Bozkurt Bey zamanında yaptırıldığı yazmaktadır. Yalnızca minaresi özgürlüğünü koruyan camii 1901 yılında tamamıyla yeniden yapılmıştır. Halk tarafından yeniden inşa edilen camiinin mimari Armenak, ustabaşısı ise Kirkor’dur.
Düzgün kesme taşlardan iki renkli olarak inşa edilen yapı ‘’merkezi planlı’’ camiiler grubuna girmektedir. Tek kubbeli olan camii süsleme yönünde oldukça zengindir. Camiinin kuzey dış cephesi siyah beyaz kesme taşlarla örülerek renklendirilmiştir. Diğer cephelerinde ise siyah beyaz taşlarla örülen pencere çerçeveleri ve dikey çizgilerle hareketlilik sağlanmıştır. Harimde yer alan sivri kemerli mihrap, yanlardaki yuvarlak sütunceleri ve yivli payeleriyle taç kapı görünümündedir. Mihrap nişinin içi çiçek ve altıgenlerle bezenmiştir. Minare camiinin kuzeydoğu cephesindedir. Kare kaideli, silindirik gövdeli minare, Memluklu üslubundadır. Caminin minaresi Dulkadirığlu Beyliğinden günümüze ulaşan tek eser olarak bilinmektedir. Şerefe korkulukları sağır nişler,şerefe atıysa mukarnas dolgularla bezenmiştir. Camiide son cemaat yeri bulunmamaktadır.

Çınarlı Camii

Eski Çınarlı Camii’nin 1660 yılından önce yapıldığı düşünülmektedir. Camiinin avlusunda eskiden beş adet büyük çınar ağacının olduğu söylenmektedir.Bu ağaçlar ve camii Kurtuluş savaşı sırasında yıkılmıştır. Yerine 1950’lerde yeni bir camii inşa edilmiştir. Günümüzdeki caminin eski camii ile mimari bir benzerliği yoktur. Kurtuluş savaşındaki hatıralarıyla Gazianteplilerin gönlünde taht kuran bu camiinin yakınında şehitler mezarlığı bulunmaktadır. Camii dikdörtgen planlıdır. Son cemaat mahalli dört ayakla taşınan beş bölümden oluşur. Minaresi tek şerefeli ve şerefe altı mukarnaslıdır. 2012 yılında vakıflar genel müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmıştır.

Eyüpoğlu camii

Kendi adıyla anılan Eyüpoğlu mahallesindedir. Camiinin yapılış tarihi ve kimin tarafından yapıldığı konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. 1586 tarihli Şer-i Mahkeme sicillerinden bu tarihten önce yapıldığını anlıyoruz. Selçukluların son zamanında yapıldığı düşünülmektedir. Selçuklu yapımı camiler genel olarak enine uzundur. Bu camimizde öyledir. Bunun sebebi dinimizde birinci safın sevabı çok olduğu için daha fazla insan sevap kazansın diye enine uzun oldukları bilinir. Merdivenle çıkmalı minberi ve vaaz kürsüsü mevcuttur. Minaresi tek şerefeli olup şerefe altı mukamaslıdır. Gövde ve petek kısımları bilezik ve sağır kemerlerle süslenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder