Gaziantep’teki Tarihi Camilerin Tanıtımı
HAZIRLAYANLAR : HÜLYA
ASLAN
FIRAT KARAHAN
ARZU ERGÜNEŞ
DELİL DEMİR
İBRAHİM HALİL GÜÇLÜ
MOHAMAD SAMER ABRAS
MOHAMAD SAMER ABRAS
Kurtuluş
Camii
Gaziantep’in Tepebaşı
Mahallesindedir. 1892 yılında kilise olarak yapılan camii önceleri kilise ve
cezaevi olarak kullanılmıştır. Bir tarih hazinesi gibi eski ihtişamından hiçbir
şey kaybetmeyen Kurtuluş Camii, Gaziantep’in en büyük camilerindendir.
Nuri
Mehmet Paşa Camii
Şer-i Mahkeme Sicillerine ve
bir fermana göre Nuri Mehmet Paşa tarafından 1786 yılında birkaç yıl önce
yaptırılmıştır. Minarede 1785, mihrabında ise 1834 tarihini taşıyan iki
kitabesi vardır. Gaziantep savunmasında minaresi ve son cemaat yeri kubbeleri
yıkılmıştır. 1954 yılında Milli Eğitim Bakanlığında onarılarak 1969 yılına
kadar müze olarak kullanılmıştır. Minare yeni şekliyle 1975 yılında camii nin
yanına yapılmıştır. Camii kıbleye paralel iki bölümden oluşur. Taş kapısı siyah
beyaz taşlarla bezelidir. Mihrap önü kubbeli diğer bölümler çapraz tonozludur.
Son cemaat mahalli kubbelerle örtülüdür. Camiinin kuzeyinde geniş bir avlu
vardır. Avlunun doğusunda duvarlarla çevrili hazirede Nuri Mehmet Paşa’nın
mezarı bulunmaktadır. 2008 yılı içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü Tarafından
restorasyonu yapılmıştır.
Ömeriye
Camii
Caminin kesin yapım tarihi
bilinmemektedir. 1210 tarihli onarım kitabesi yapının çok eski olduğunu
gösterir. İlk yapılışı 1150’lere tarihlenebilir. Gaziantep in bilinen en eski
camisidir. Adından ötürü halife Hz. Ömer (R.a) zamanında yapıldığı ya da
Hz.Ömer’in kızından olma torunu Emevi Halifesi Ömer bin Abdülaziz tarafından
yaptırıldığı düşünülebilir. Birincisinin yaptırıp ikincisinin onarımını
yaptırdığı da söylenir. Caminin bir diğer adının da ‘’İki Ömer’’ anlamında
‘’Ömereyn’’ olması bu tezi güçlendirir.
Cami-i Atik, Dapıncak, Dayrıncak
gibi isimlerle de anılmaktadır. Dapıncak adı tapılacak yer mabet anlamına
gelir. Yapı bugünkü şeklini 1786 yılında almıştır. Ayrıca 1850 tarihli bir
onarım kitabesi daha vardır. Camiinin taç kapısı ve mihrabı siyah-beyaz
taşlarla örülmüştür. Avluda siyah, beyaz ve pembe kesme taşlar desenli olarak
döşenmiştir. Minaresi kapalı şerefelidir. Minare bedeninde Antep savunmasından
kalan mermi izleri görülür. 2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından
restorasyonu yapılmıştır.
Alaüddevle
Camii
Alaüddevle Camii’nin, Evliya
Çelebi Seyahatnamesi’nde 1479-1515 tarihleri arasında Dulkadiroğullar’ından
Alaüddevle Bozkurt Bey zamanında yaptırıldığı yazmaktadır. Yalnızca minaresi
özgürlüğünü koruyan camii 1901 yılında tamamıyla yeniden yapılmıştır. Halk
tarafından yeniden inşa edilen camiinin mimari Armenak, ustabaşısı ise Kirkor’dur.
Düzgün kesme taşlardan iki
renkli olarak inşa edilen yapı ‘’merkezi planlı’’ camiiler grubuna girmektedir.
Tek kubbeli olan camii süsleme yönünde oldukça zengindir. Camiinin kuzey dış
cephesi siyah beyaz kesme taşlarla örülerek renklendirilmiştir. Diğer
cephelerinde ise siyah beyaz taşlarla örülen pencere çerçeveleri ve dikey
çizgilerle hareketlilik sağlanmıştır. Harimde yer alan sivri kemerli mihrap,
yanlardaki yuvarlak sütunceleri ve yivli payeleriyle taç kapı görünümündedir.
Mihrap nişinin içi çiçek ve altıgenlerle bezenmiştir. Minare camiinin kuzeydoğu
cephesindedir. Kare kaideli, silindirik gövdeli minare, Memluklu üslubundadır.
Caminin minaresi Dulkadirığlu Beyliğinden günümüze ulaşan tek eser olarak
bilinmektedir. Şerefe korkulukları sağır nişler,şerefe atıysa mukarnas
dolgularla bezenmiştir. Camiide son cemaat yeri bulunmamaktadır.
Çınarlı
Camii
Eski Çınarlı Camii’nin 1660
yılından önce yapıldığı düşünülmektedir. Camiinin avlusunda eskiden beş adet
büyük çınar ağacının olduğu söylenmektedir.Bu ağaçlar ve camii Kurtuluş savaşı
sırasında yıkılmıştır. Yerine 1950’lerde yeni bir camii inşa edilmiştir.
Günümüzdeki caminin eski camii ile mimari bir benzerliği yoktur. Kurtuluş
savaşındaki hatıralarıyla Gazianteplilerin gönlünde taht kuran bu camiinin yakınında
şehitler mezarlığı bulunmaktadır. Camii dikdörtgen planlıdır. Son cemaat
mahalli dört ayakla taşınan beş bölümden oluşur. Minaresi tek şerefeli ve
şerefe altı mukarnaslıdır. 2012 yılında vakıflar genel müdürlüğü tarafından
restorasyonu yapılmıştır.
Eyüpoğlu
camii
Kendi adıyla anılan Eyüpoğlu
mahallesindedir. Camiinin yapılış tarihi ve kimin tarafından yapıldığı
konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. 1586 tarihli Şer-i Mahkeme
sicillerinden bu tarihten önce yapıldığını anlıyoruz. Selçukluların son zamanında
yapıldığı düşünülmektedir. Selçuklu yapımı camiler genel olarak enine uzundur.
Bu camimizde öyledir. Bunun sebebi dinimizde birinci safın sevabı çok olduğu
için daha fazla insan sevap kazansın diye enine uzun oldukları bilinir.
Merdivenle çıkmalı minberi ve vaaz kürsüsü mevcuttur. Minaresi tek şerefeli
olup şerefe altı mukamaslıdır. Gövde ve petek kısımları bilezik ve sağır
kemerlerle süslenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder